KOZMİK GÜÇ
Kısır bir döngünün içinde dönenip dururuz. Yeni haz ve isteklerin peşinde koşarak mutluluğa ulaşacağımızı sanırız; yeni bedenlere ulaşmak, yeni araba ve ev almak biçiminde sürüp gider bu liste. Tüm bunlara ulaşıldığında, içimizi yeniden bir boşluk kaplar; kapkaranlık dipsiz bir kuyu misali. Sarar vücudumuzun her bir yanını. Özellikle de beynimiz uyuşur. Hele bir de gül endamlıyı özlüyorsak…
Hayatın anlamsızlığı doluşur içimize. Alman filozof Schopenhauer’e göre, kozmik iradenin hükmü acı çekmek üzerinedir. Ondan kurtuluş yoktur. Adeta evrenin en büyük karanlık gücü (Dark Power) gibi, kozmik iradenin etkisinden kurtulmak da imkansızdır. Onun en büyük kırbacı da arzu ve istektir. Amacı ise türün devamıdır. Bu durumu değiştirme şanssına da sahip değiliz biçimindedir…
Schopenhauer’a göre kozmik irade tıpkı yerçekimi kuvveti gibidir. Onu yok sayamayız. Bizi yeryüzünde tutmak gibi bir kuvvete sahiptir. Yaşamın devamı için gereklidir de. Yoksam evrenin boşluğuna savrulur ve yok oluruz. O zaman yerçekimi kuvvetinin etkisini kabul etmek zorundayız. Hem onu kabul etmesek de vardır. Acı da öyledir. Önemli olan, her acı tecrübeden güçlenerek çıkmaktır.
Evet, bizi acıya gark ettiren bitmeyen isteklerimizdir. İhtiyaçlarımızın dışında, hatta gereksiz birçok ıvır zıvır şeyi istemek mutsuzluğumuzu daha da derinleştirir. Minimalist bir yaşam bizi korkutur çünkü. Diyojenvari bir yaşamdan söz etmiyorum. Bilakis konforumuz olmalıdır; her gün bir iki kahve içmek, sevdiklerimizle aynı masada sohbet etmek, hesapsız aşkının gözlerinin derinliğinde kaybolmak gibi…
Kozmik bir iradenin tasarımı mıdır dünya? Hiç sanmıyorum. Hem olsa bile, insanın yaratacağı çelikten iradesinin önünde bir hiçtir. Evet, evren sonsuz büyüklüktedir. Hatta galaksimizin içinde bile dünyamız nokta kadar görünüyor. Bu devasa büyüklük karşısında, biz mikroskobik bir varlık bile değiliz.
Ama öylesine bir gücümüz var ki, onunla evren büyüklüğüne ulaşırız; o da aklımız ve aklımızın ışığında duygularımızdır.
Ulvi amaçlara yönelerek, kahramanca bir hayat seçmeliyiz. Yine Schopenhauer’e göre, o da feragat, merhamet ve yardımlaşmayla mümkündür.
Ne demek istiyor Filozof? Gereksiz istek ve arzulardan vazgeçeceğiz. Tüm canlılara merhamet edeceğiz ve yine tüm canlılara yardımcı olacağız. Kısacası yaşamımızı hep almak üzerine değil, vermek üzerine kurgulayacağız. Ancak böylece üstün insan evresine geçiş yapabiliriz.
Üstün insan nasıl olur konusunu da başka bir yazımıza bırakalım.
Mehmet Söğüt
