ADALET İLE EKONOMİK GÜÇ SAVAŞI

Toplumlar, Mi.Ö ki dönemlerden hatta Neolitik çag sonrasında oluşan klan,soy,kabile,aile,kent,köy
ve Ulus devlet yaşamları ve bunlarla beraber oluşan Sümerlerle kendi içkinliğini ortaya koyan aşkın olmaktan kurtulan Dinsel inançlardaki mitolojilerle dolayısı ile gerçek yaşamda hep sorgulana gelen ve hepte vicdanlarda akıllarda ( Doğru-yanlış ) kabul görmediği halde gerçekte Adalet ile Ekonominin savaşı süre gelmiştir.

Öyle çok uzaklara gitmeden birkaç örnekleme yapmak gerekirse, İran mitolojilerinde yerini alan ve Sonraki faresi ve Kürt halklarının akıllarında dimaglarında ve kültürlerinde büyük yer yapan Demirci Kawwa’ ve Kral Zahhak olayını irdelediğimizde, kralın zalimliği ve halka zulmü buna rağmen halkın çok büyük belkide tamamına yakın kısmı kral zahhak’ tarafında yer alıp, Doğan erkek çocuklarını canavarlaşan krala kurbanlık olarak sunuyor ve ses çıkartamıyorlar, öte yandan köle Demirci kawwa’ nın çocuğu olmamasına rağmen bu duruma tepkisel davranışları ve yıllar sonra kralı öldürmesi ve halkın dolayısı ile çocuklarının kurtuluşa ermesi ,sonrasında yıllarca Demirci kawwa’ nın tutsaklığı ölüme terk edilişi ve nihayet sonraki ardıllarınca kahramanlaştırılarak anısına NAWRUZ ateşi yakılması, durumu irdelendiğinde çoğunluk halkın ve adaletin gücün-ekonominin karşısındaki suskunluğu ön plana çıkmakta,

Öte yandan, İslam tarihinde benzer olay olarak anlatılan mitolojide Zalim Muaviyye ile Peygamberin damadı Hz Ali arasındaki hilafet savaşları sırasında meydana gelen hakem olayı ve daha sonra anlatılan Erkek-Dişi deve olayı anlatılır durur. Söylenceye göre, Muaviye ile Ali arasındaki niza nedeni ile pazardan Deve satıcısı ile alıcısı arasında geçen olayda, satıcı yüksek Fiat isteyince sorun Kadılara intikal etmiş, nihayet olaya Tanık olan Ali ve Zamanın Halifesi Muaviye devreye girer, aleni ERKEK olan Deveye Muaviye ” Ali bu deve DİŞİ’ dır ,inanmıyorsan topla halkı ve pazardakileri soralım, kim haklı kim haksız görelim ” demiş ve kendinden emin olan Ali bu durumu kabul etmiş, olayın farkında olan Muaviye devreye girerek adamlarını salar ve Devenin dişi olduğunu değilde erkek olduğunu söyleyenler gazabıma ugrar, benim dediklerimi yapanlar mükâfatını görür ddirtmiş.

Günü gelmiş halk bkalabalık halinde pazarda bulunduğu sırada Muaviye ve Ali alana deve ile gelirler, Önce, Ali söz alır derki.: “Ey cemaat Allah’ın ismi ile size and ediyorum ki, bu devenin erkek olduğunu gördüğünüz gibi doğruları söyleyeceginize ve dosdoğru olarak hak ve batılı ayıracagınızdan eminim, bu nedenle ben bu devenin erkek olduğunu sizlerinde gördüğü üzre söylüyorum. Sonra Sözü Muaviye Alır ve derki : Ey ahali ben Muaviye olarak elbetteki hak ile batılı biliyor ve söylüyorum ama teamın’ yağlı yalanında yağlı urgan olduğunuda biliyorum, bu nedenle diyorumki bu deve dişi dır. ” der ve sorarlar.
Şimdi karar sizlerin bu deve erkek midir dişimidir kararınızı verin, derler.

Ali kendinden emin cevabı beklerken Muaviye önceden yaptığı planı devreye sokarak fısıltı tehdidini çalıştırır. Tabi sonuçta, halk : Ey Ali den hakdan ve Adil Adaletten bahs edersin ancak muaviyede team ve urgandan bahs eder, bizler ahmak değiliz , tabiki deve DİŞİ ‘ dır derler.
Ali bu işe şaşar kalır, Muaviye daha sonra Ali’yi çagırtıp derki.: Ey Ali bu devenin erkek olduğunu sende bende çok iyi biliyoruz, ama benim yağlı Lokmam ve yağlı urgan elimde oldukça senin Adil oluşun boşunadır. Güç ve para kimde ise Halk o tarafın kölesidir.
Meseleyi günümüze getirecek olursak, değişen nedir ..? Bence hiç…!

Çünkü..;
Halk doğru olan, Adil ve Adaleti diline peleseng edenler ile gerçekte uygulayıcıları arasındaki farkı çok iyi bilmelerine rağmen, Toplum psikolojisi ve akıl tutulması beraberinde çıkar ilişkilerini ve EGO yu ön plana çıkardığı gerçeği hiç bir şekilde inkar edilemiyor, artık zaman ve teknoloji Binlerce yıl öncesinden daha fazla kullanıma elverişli ve ekonomi ve kapital yani artı para o kadar insanlar gerek tekil olarak gerekse toplumsal ve hatta inançsal olarak yozlaştırılmış durumdaki, gerçeklerin Söylenen değil icraat ve yapılan olduğunu bilmelerine rağmen GNOSTİK bir yaşam uğruna saçmada olsa, yalanda olsa, gerçek olmasada devenin dişi kipi ön plandadır.

Yakın tarihimizde Alman Faşist Diktatör Adolf Hitler’in kendi halkına ve Yahudi halkına karşı işlediği katliamların perde arkasına baktığımızda da aynı toplum mühendisliğini ve akıl tutulmasını görürüz, Hitler, önce Halka, daha sonra Yahudi ırkına karşı yaptığı zülme sessiz kalan Kilise ve Hristiyan halkı ile beraber para gücü elinde olanlar ve yargının suskunluğu diasporayı iyi kullanan Hitler’i daha azgın hale getirir ve zenginlerin mallarına ve nihayet kiliselere hüküm uygulamaya başlayınca yardım dilenen kilise yönetimi yani din eşrafı ve zengin kapitalistler yanlarında kimseleri göremeyince anlamışlar işin rengini ama iş işten geçmiştir.

Aynı durum coğrafyamızda, Filistinde,İran’da,ırakda,Mısır’da ve nihayet
hemen yanı başımızda Suriye’de sürmekte ve tüm solcular, demokratlar, dindarlar ve para bezirganları ABD,İSRAİL,İNGİLİZ tezgahına geçip dümen çevirmeye başladılar, kazanan yine ekonomi ve katiller, kaybedenler, halk ve adalet olmuştur.

Bu durum devam ettikçe ülkemizin ve gelecek nesillerimizin beklentisi sona ermek üzeredir, Adalet ve hakkaniyet artık pazara düşmek üzere ve D-ayısı olan, trol ve EGO yada diğer deyimle ,BANA DOKUNMAYAN YILAN mitolojisinin hazin sonu herkesi bulacaktır.
Bu durumun kurtulanı ve kazananı elbetteki ülke değil sermaye ve Adaletsizlik olacaktır.

Ama şu gerçegide unutmamak şart. ” DAĞ NE KADAR YÜCE OLURSA OLSUN MUHAKKAK BİRGÜN ÜSTÜNDEN BİR YOL GEÇECEKTİR ” İşte o yol geçmemesi ve toplumsal bölgesel ve kişisel zararların önlenmesi için “ADALET BİRGÜN HERKESE LAZIM EDECEKTİR” Şiarı unutulmamalıdır.

Ülke bizim,halk bizim yaşam bizim Adaletli ve hakkaniyetli olmakta bizim olmalı ve uygulanmalıdır aşk ile

Görsel: Av.Nurdan Çiçek

Kemal Atalar Urfa/Kısas

Benzer Haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Yazıda Dikkatinizi Çekebilir!
Kapalı
Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün