HÜZÜN, COŞKU VE…

Sarı, mor, kızıl yapraklara bakıyorum. Birkaç güne kalmaz hepsi dökülecek. Doğada yürürken, ayaklarımın altında yapraklar çıtır çıtır…
Ve kalbim hüzünle dolacak.
Uçsuz bucaksız bir coğrafya usuma düşecek;
Yalanın gırla gittiği,
İnsan değerinin hiç olmadığı,
Saray eşraflarının kanla beslendiği,
Kurtların kuzu postuna büründüğü,
Dalından düşüp ölecek çocuklarıyla, gariban mı gariban bir hüzün okyanusu…
Kederin coğrafyasında çocuklar ölüme yollanacak…
Yalanın ayyuka çıktığı coğrafyada çığlıklarım uzayın boşluğunda yankılansa da, kimseler duymayacak…
Gözyaşlarım sessizce içime akacak…
Çocuklarımız ölmemeli desem de neye yarar; yalan dünyasında sahte aşklar yaşanırken.
Doğaya ve insana olan aşkımı kimse bilmeyecek.
Sevmek yasak olduğu için, belki hapse yollanacağım. Belki de ölümlerden ölüm beğeneceğim…
Olsun!
Baskındır yüreğimde sarı renk. Çünkü sevinci ve çoşkuyu yansıtır. Hazan mevsiminin baskın rengi sarı olsa da; içinde barındırır karakışı.
Ama o coğrafyanın bir parçası olan ülkem, bahar mevsimine mi evrilecek?
Umarım…
Kimseler ölmesin…
Evet, ülke aşkı hüzün getirebilir. Lakin bir adım ötesinde sevince teslim eder kendisini.
Kırmızı gül aşkı sembolize eder; duyguların dışa vurumunu…
Ülke aşkım gül ile bülbülün ilişkisi. Efsaneye göre, bülbül güle öylesine tutulur ki yanında ayrılamaz. Derdini, tasasını ve aşkını ona fısıldar. Ona en güzel şarkılarını mırıldar. Alır gülü bağrına basar. Dikeni bülbülün yüreğine batar. Akan kanı beyaz gülün üstüne damlatıp kızıl renge büründürür ve o gün bugündür kırmızı gül vardır. Ondandır ki aşkı sembolize eder.
Öylesine bir aşk işte…
Öyle ki;

“Budur katlimize sebep suçumuz,
Gayrı eşkiyaya çıkar adımız
Kaçakçıya
Soyguncuya
Hayına… “ (Ahmed Arif)
Hazan mevsimindeyiz. Aynı zamanda hüznün demindeyiz ve özlemin, olgunluğun… Uzaklarda yaşayanlar bilir, mesafenin uzak olması bir şey değiştirmez. Çünkü o uçsuz bucaksız ülkeyi yüreğimizde taşırız. Ve özlemi kımıldadıkça içimizde, bülbül misali yüreğimizden kan damlatırız.
Evet, hüzün ve özlem mevsimine girdik. Tam da bu mevsimde, ülkemin sevinç çığlıklarını duymak isterim.
Beklemekten başka çare yok…
Bu yönlü emareler de var, bakalım.


Mehmet Söğüt

Benzer Haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Yazıda Dikkatinizi Çekebilir!
Kapalı
Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün