KÜRESEL ÇIKARLARA GÖRE TERÖR VE TERÖRİST TESPİTİ

PYD-YPG ve SDG, TC’nin ve MSO’nin terör saldırılarına karṣı direnen devrimci örgütlenmelerdir, halk savunma güçleridir.
(Robert Pekoz)

Suriye yönetimini bir küresel oyunla ele geçiren HTŞ nin lideri Colani İslamcı bir terörist olarak, kırmızı bültenle aranıyordu. Yine küresel güçler, Colani’nin başına 10 milyon dolarlık ödül koyduğunu şu gezegende duymayan kalmadı. ABD ve Batı Avrupa, Suriye’deki yönetimi ele geçiren, yada bir anlaşmayla ‘deviren’ Heyet Tahrir Şam (HTŞ) silahlı örgütünün lideri Ahmet Hüseyin eş-Şara, yaygın ve popüler bilinen ismi ile teröristi Muhammed Colani, terörist listesinde çıkarılacağı süpekülatif iddialar dolaṣımda. Başına konulan ödül kaldırıldı. Ödülü koyanda kaldıranda aynı güçler. Terör tanımı konjonktüre ve çıkarlara göre değişiyor. Bu değişimin ne kadar gerçekçi olup olmadığını küresel güçlerin çıkarları belirliyor.

Açıklama “ABD’nin Orta Doğu’daki üst düzey bir diplomatıdan geldi”. Batı Avrupa’nın birçok devletide, bu noktada yeşil ışık yaktığı biliniyor. Erdoğan’a gelince, politik bir ilkesi yok. O sadece duruma göre ve çıkarlara göre politika belirler. Palyatif çözümleri önceliğine alır. Erdoğan hiçbir zaman İslamcı cihatçı çeteleri, terörist görmemiştir. Gördüğü örgütleri, küresel güçlere ters düşmemek içindir. Erdoğan her durumda Erdoğan, Suriye’deki İslamcı terör örgütlerin şemsiyesi olmuştur. Dolayısıyla Kime terörist dediği veya demediği çok da önemli değil. Erdoğan bu noktada bütün inandırıcılığını kaybetmiş durumda.

ABD, hala HTŞ’yi bir terör örgütü olarak tanımlıyor. Bundan bir ay önceye kadar bütün küresel efendiler HTŞ topluluğunu terörist örgütler olarak görüyordu. Hala bu tespitte yasal bir değişiklik olmamasına rağmen, HTŞ pratikte bir terör örgütü olmaktan çıkarılmış durumda. “ABD’li bir diplomat terörist grupların Suriye içinde ve dışında ABD’nin ortaklarına yönelik tehdit oluşturmaması gerekliliği üzerine odaklandığını söyledi”. Bu bir iddianın ötesinde, Şam gerçeğinden bir realiteye dönüşmüş durumda. Suriye’deki yeni dönemin mimarı Colani ve HTŞ olduğu artık ayan beyan. Colani kıyafetini ve söylemlerini reforme etmiş durumda. Pragmatik mesajları ile bir pozitif izlenim yaratmaya çalışan Colani, kısa zamanda inandırıcı olması mümkün görünmüyor. Terbiye edilen, palyatif söylemlere alıştırılan Colani’ye inanmak pek kolay olmayacak. Çünkü, Colani’nin geçmişi bir bütün olarak düşünüldüğünde, bugünkü değişime inanmak kolay olmayacak. İslam dünyasında son 22 yıldır izlenilen politika tam bir oportünist niteliktedir.

Suriye’deki farklı kimliklere saygı bağlamında açıkladıkları ne kadar gerçek olacağını bugünden anlamak zor. Bütün etnik kimlikleri bir arada tutmak, birlikte bir Suriye inşa etmek elbette Suriye’de yaşayan bütün toplumsal kimlikler için önemlidir. Söylem dilinde, hiçbir cihatçı terör örgütüne inanmak kolay değil. Hele bu Colani gibi yeminli bir İslamcı terörist ise, insan bin bir kere düşünmek zorunda kalır. Sorun yeni sürece ilişkin güzel ve mantıklı laflar etmek değil. İddiaları pratikte doğrulayacak adımlar atmaktır. Kürtler, HTŞ’yi bugün Suriye’nin bir gerçeği olarak kabul etselerde, tam bir güvenleri yoktur.

“Söylem olarak şimdi öyle bir şey görmüyoruz. Beraber yaşayabiliriz. Gerçekten bir çözüme yönelirse, biz kabul ederiz. Ama kalkıp, ‘Hilafet kuracağım, herkes Müslüman olacak, bazı Yezidileri öldürüp cennete gideceğiz vs.’ gibi bir tutum olursa tabii o zaman terörist kalır.” Bu açıklama politik bir çizginin bükülmeyen, sağa-sola kıvrılmayan net bir görüştür. Salih Müslih’in bu açıklaması sorumluluk açsında çok önemli.

Suriye’de yeni bir süreç yaşanıyor. Hakikat bu. Değişen şeyin ne olduğunu, yerine neyin geleceği Flu bir durum. Suriye’deki Demokratik Birlik Partisi (PYD), Suriye’deki yeni sürecin inşa edilmesinde kendi rolünü almalıdır. Hangi politik güçler Suriye’nin yeniden inşasına katkıda bulunacaksa, onunla ittifak etmeye hazır olmalıdır. Bence inisiyatif terör baronlarına bırakılmamalı. “Türkiye, PYD ve silahlı kanadı YPG’yi, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak görüyor ve “terör örgütü” olarak tanımlıyor. YPG, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) ana omurgasını oluşturuyor. Kürtler kendi bulundukları alanlarda demokratik özerk bir yönetim oluşturmuş durumda. Kürtler bu perspektif içinde yeni bir Suriye’nin inşası için birleşeceği herkesle birleşmelidir.

HTŞ, İslamcı terörün çatısı olarak doğdu. Homojen bir niteliği olmadığı gibi, çok radikal, kafa kesen, kendileri gibi düşünmeyen dindarları öldürmekten zevk alan cihatçı örgütlenmeler HTŞ çatısı altındalar. Suriye demokratik güçleri (SDG), bu cihatçı fanatik örgütlerle bir alışverişi olamaz. HTŞ nin bugünkü politik söylemleri, sadece konjonktüre uygun manipülasyondur. Erdoğan’a bağımlı Suriye Milli Ordusu (SMO) ile Suriye’nin geleceğini inşa etmeyi düşünmek fazla saflık olur. SMO Ankara tarafından yönetilen, kurulduğundan beri Kürtlere karşı savaşan bir TERÖR örgütüdür.Bu örgütün Suriye diye bir sorunları yoktur. Tamamen Erdoğan’ın himayesinde olan bir cihatçı terör örgütüdür. SMO hala Kürtlerle savaşmaya yönlendiriliyor. Erdoğan üzerinde Kürtlere karşı bir vekalet savaşı yürütüyor. Erdoğan iç politikada zayıfladıkça, Türkiye’de terör, santaj, ṣiddet ve kumpaslarda sınır kalkar.
Devam edecek

Robert Peköz

Benzer Haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün