ATİNA GEZİSİ-2

Antik Yunan filozofunun sesi hala kulaklarımda çınlıyor: “Kendini bil!”
“Bildiğim tek şey henüz çok şey bilmediğimdir.”
Sokrates, Atinalılara neden ve niçin sorularını sormasaydı, dünya şimdiki gelişmişliğine ulaşacak mıydı? Öğrencisi Platon’un yazdıklarından öğreniyoruz onun fikirlerini. Platon, dünya düşünce yapısına çok şey kattı şüphesiz. Zararı da oldu. Evrim teorisini geciktiren adamdır mesela. Çünkü onun için her şeyin aslı idealar dünyasında mevcuttu; mükemmeldi ve asla bozulmazdı. Modern üniversitenin temelini, ders verdiği akademisiyle atmıştı. Aristoteles de Platon’un öğrencisiydi. Aristo da Büyük İskender’i eğitecekti. Böylece Yunan bilimi ve felsefesi Mısır’a kadar götürülecekti.
Nasılki medeniyetin beşiği Mezopotamya ise, felsefenin ve bilimsel düşünmenin öncüleri Yunanlardı. İlk filozoflar karşı tarafta yani Ege bölgesinde çıkmıştı. Thales, güneşin ne zaman tutulacağını ve Mısır piramitinin yüksekliğini hesaplayabilmişti. En önemlisi de Herakleitos’tu. Çünkü ilk görecelilik kavramanı ortaya atan, bir nehirde iki kez yıkanmaz, diyerek her şeyin bir devinim içinde olduğunu ve değişip dönüştüğünü belirtmişti. Ege’de başlayan felsefe Atina’da yükselişe geçmişti.
Denizciydiler. Gittikleri her yerde birçok şey öğrenmişlerdi.
Ben de oğlumla birçok şey öğrenmek istiyordum. Onun için Akropol’un etrafını dolaşmaya devam ediyoruz.
Akropol Müzesi’ne giriyoruz. Çok büyük bir müze. İçinde antik çağdan kalma eserleri görüyoruz; çanaklar, çömlekler, takılar ve dinamik heykelleriyle bizi büyülüyor. Müzeyi dolaşmanız saatleri alabilir.
Müze ziyareti bittikten sonra Monastiraki Meydanı’na gidiyoruz. Orada da birçok sokak sanatçısı var. Her yer çok kalabalık. Adım başı restoranlar bulunmakta. Kokoreç de satılıyor. Bize çok yakın bir kültürleri var. Sadece Yunanlar daha bilinçli ve saldırgan değiller. Kısacası uygar bir milletler.
Rastgele dolaşıyoruz. Önümüze arkeoloji müzesi çıkıyor. Müze binasının etrafı da açık hava müzesi. Dolaşırken aklıma Floransa geliyor. Orası da tam bir açık hava müzesiydi. Zengin Medici ailesi sanatçıları ve bilim insanlarını desteklemişti. Her şeyden çok Leonardo da Vinci’nin memleketiydi… Da Vinci 1402’de doğmuştu. Çok yönlü biriydi. Ressamdı, insan anatomisi üzerine çok bilgisi vardı. Hatta çizdiği makinaların bir kısmını henüz yapabilmiş değildik…
O zaman da yanımda oğlum vardı. Oğlum gerilere gidiyor. Birlikte gezdiğimiz yerleri bana anlatıyor. Konuşa konuşa Sokrates heykelinin yanına gidiyoruz.
“Baba dur, Sokrates’le bir fotoğrafını çekeyim,” diyor.


Mehmet Söğüt

Benzer Haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün