NERGELE’DE AĞAÇLANDIRMA VE HAKİKAT COĞRAFYASI

Bu kampanyayı üç yıl önce başlattığımızda, arkadaşların çoğu bu iş olmaz demişlerdi. Aslında haklılar. Doğru seçim olmasaydı, bu iş olmazdı. Çünkü nükleer patlamadan bile daha kıyıcı olan insanların aklına, doğayı onarmak fikri gelmiyordu.
Çernobil patlamasından sonra, olayın gerçekleştiği yer yasak alan ilan edilir. Yıllarca insansız kalan bölge, bir süre sonra kendini onarır.
Öyleki, şimdi öncesinden daha fazla tür barındırıyor. Demek ki nükleer bir patlamadan daha çok doğaya ve evrene zarar veriyoruz. Ki nükleer santralleri yapanlar da bizleriz…
Onu rahat bıraktığın zaman, hızla kendini onarabiliyor.
Çünkü bitkilerin müthiş bir yayılım stratejileri vardır: rüzgarla, kuşlarla, hayvanların kürklerine yapışarak, böceklerle, su yoluyla, sınır tanımazlar…
Ve çok dirençliler…
Yeni oluşmuş bir adaya bile, kısa zamanda ulaşırlar. Bitkinin olması, yer değiştirebilen canlıların da olması demektir.
Ve sonrasında yayılımları hızlanır.
Kısacası ağaç deyip geçmemek gerek. Yaşam İçin oksijen sağlayan ağaçlar, yapı malzemesi olarak da kullanılırlar. Etrafınıza şöyle bir bakın, kullandığımız malzemelerin çoğunun ağaçtan yapıldığını göreceksiniz; masa, sandalye, dolap, ev, kapı, pencere vs.
Özcesi ağaç olmasa yaşam da olmaz. Her inan yaşamı boyunca beş yüz ağacın kesilmesine neden olur.
Hepimizin dünyaya vefa borcu vardır. Hem gelecek kuşaklara karşı bir sorumluluğumuz da var.
Evet, kampanyaya yeni kişiler eklenerek devam ediyordu. Tam sıkıştığımız yerde Mahmut Sögüt imdadımıza yetişmişti.
Ben, Halil Büyük, Ali Nargali ve Mahmut Sögüt Avrupa’da kalıyoruz.
Onun İçin, bu kampanyanın asıl kahramanları Bektaş Kısa, Muhtar Hasan Kul, Ahmet Tut, Şaban Çiftçi ve köydeki duyarlı insanlardı.
Kampanyanın ikinci yılında katılımcılar arttı. Kısacası Çiftlikli ve Ambarlı arkadaşlarımızla birlikte Yukarı Nergele’den de insanlar katıldı. Kimler mi vardı?
Muzaffer Yıldız, Meryem Tıraş, Döne Demir, Bese Ay ve daha birçok kişi. Hepimizin katkılarıyla yirmi binden fazla fidan toprakla buluşturuldu.
İlk yıl toprakla buluşturduğumuz badem çekirdekleri fidan olup, boyları iki metreye dayandı bile.
Bu yıl yine fidanlar Göksun Orman Müdürlüğü’nde alındı. Bu kampanyamız yankı oluşturmuş olsa gerek, Elbistan kaymakamı da ağaçlandırma kampanyası başlattı.
İstiyoruz ki bu ağaçlandırma kampanyasını tüm Hakikat Coğrafyası’na yayalım.
Ki bizler kurdu kuşu, börtü böceği kutsal görürüz.
Kısacası severiz cümle mahlukatı.
Onun için tüm Küreciklileri, Pazarcıklıları, Elbistanlıları, Sarızlıları, İslahiyelileri ve Adıyamanlı canlarımızı ağaçlandırma kampanyasına davet ediyoruz. Biz Hakikat Coğrafyası Platformu olarak, her türlü desteği vermeye hazırız.
“Bir ağaç da sen dik!”
Ki dünya kurtulsun…
Karbondioksiti içine absorbe eden ağaçlar, aynı zamanda dünyayı kurtaracak yegane kahramandırlar.
Evet, bu coğrafyadan başlayıp dünyaya yaymak ve dünyayı ağaçlarla kurtarmak mümkündür.
Yoksam yaşam bitecek…
Ve unutmayalım ki diktiğimiz her ağaç, binlerce mikro ve makro canlıya ev sahipliği yapacaktır.
Mehmet Söğüt
