Çocuğa Yönelik Aile İçi Şiddet

Çocuğa yönelik aile içi şiddet, duygusal istismardan başlayarak ölümle sonuçlanan fiziksel şiddet vakalarına kadar çeşitlilik gösteren bir kavramdır. Çocukluk dönemine ait bilgileri genel bağlamda ebeveynlerimizden öğreniriz. Ebeveynlerin çocukları üzerinde olumlu yaklaşımları onun pozitif düşüncelerine olumlu kaynak oluştururken, anne babası tarafından hor görülen bir çocuğun duygularının pozitif bağlamda oluşması düşünülemez, hatta imkânsız gibidir (Gümüş, 2015).
Çok fazla olan ailenin fonksiyonları arasında en önemlilerden bir tanesi çocuğun sosyal süreç içeresine dâhil olmasına katkı sağlamaktır. Çocuğun sosyal bağlamda olgunlaşmasını sağlayabilmek için aileler, bir yandan çocuklarına sıcak ve sevgi dolu bir ortam hazırlamaları gerekirken, diğer taraftan onun gelişim süreci içerisinde yaşayacağı değişimlere, bağımsız yaşama arzusuna hazır olmalılar (Gümüş, 2015)
Ailenin psikolojisi üzerinde yaşadığı ülkenin politik yapısı, sosyal ve ekonomik durumu, boş zamanın olmaması, ek gelir elde etmek için verilen mücadele, gergin yaşam, stres vs. gibi faktörler etkilidir. Psikolojik bağlamda yorgun düşen ebeveynler, genel olarak sinirli, yorgundurlar ve onların bu hali çocuğu etkiler. Çocukların iyi ya da kötü psikoloji içerisinde olmaları çoğu zaman ebeveynlerinin psikolojilerine bağlıdır. Onlar iyiyse çocuklar olumlu, onlar kötüyse çocuklar olumsuz etkilenmektedir. Çok yönlü, oldukça zor ve birçok etkenin içinde olduğu bir süreç olan çocuk yetiştiriciliğinde en önemli rol ebeveynlere aittir. Ebeveynlerin çocuklarını yetiştirirken belirlemiş oldukları strateji ve yaklaşımlar, çocukların gelişiminde çok önemli etki bırakmakla beraber onun psikolojik olarak sağlam bir yapıya sahip olmasında da önemlidir.
-Çocuklara Uygulanan Şiddetin Türleri:
Dünya Sağlık Örgütü 1996 yılında yayınladığı Şiddet ve Sağlık Dünya Raporu’nda, şiddeti: “birinin kendisine karşısında kikişiye, gruba ya da topluma karşı yaralanma, ölüm, psikolojik zarar ve ya kayıpla sonuçlayanan ya da sonuçlanması muhtemelen olan fiziksel güç ya da zorlama veya bunun tehdidinde bulunması“ olarak tanımlanmıştır (WHO, 2002).
-Fiziksel Şiddet
İtip kakmak, tokatlamak, tartaklamak, tekmelemek, kesici ve vurucu aletlerle ya da yakıcı maddelerle bedene zarar vermek, sağlıksız koşullarda yaşamaya mecbur bırakmak, sağlık hizmetlerinden yararlanmasına engel olmak suretiyle bedensel zarara uğratmak ve benzeri davranışlar fiziksel şiddet göstergeleridir. Şiddetin çocuğunun yetişmesi için uygulanması onun fiziksel şiddet olarak kabul edilmeyeceği anlamına gelmez.
-Duygusal (Psikolojik) Şiddet
Genellikle fiziksel şiddetten önce yaşanır. Çocuğun hareketlerini kontrol altında tutmak için yapılan her türlü faaliyet; sürekli eleştirmek, aşağılamak, küçümsemek, sürekli çocuğa bağırmak, çocuğun yardım isteğini görmezden gelmek, yardım etmeyi reddetmek, başkalarının yanında çocuğa bağırmak, utandırmak, aşağılayıcı isimler takmak, ev işi şiddeti izlemeye maruz bırakmak, çocuğun duygusal ihtiyaçlarını reddetmek/görmezden gelmek, sevgiyi geri çekmek vs. duygusal şiddet türleri arasında yer almaktadır. İstismara uğrayan çocuk aynı zamanda farklı istismar türlerine maruz kalıyor olabilir. Özellikle fiziksel istismara ve cinsel istismara, duygusal istismar sıklıkla eşlik eder (IASSC, 2018).
-Cinsel Şiddet
Çocuğun cinsel amaçlar için kullanılmasıdır. Çocuk pornografisi izleme, çocukla cinsel içerikli şakalaşmalar yapma, çocuğun önünde cinsel ilişkiye girme, erken yaşta evliliğe çocuğu zorlama, cinsellik içerikli kelimelerle hitap, dikizlemek, cinsel içerikli filmlerin izlenmesine ya da dergilerin okunmasına müsaade etme ve bu konuda destek olma, tecavüz ya da tecavüze kalkışma, cinsel organı gösterme, çocuğu etkileme ve ilgisini uyandırma amacıyla cinsel konular hakkında sohbet vb. cinsel şiddet türlerindendir (UNİCEF, 2013).
-İhmal
Ebeveynleri tarafından belli başlı nedenler olmadan (Fakirlik, psikolojik hastalık, tecrübesizlik…) çocuğun yaşamı, sağlığı ve gelişimi için gerekli (Gıda, yaşam alanı, giyim, bakım, ilgi, eğitim, tıbbi yardım…) ihtiyaçların düzenli bir şekilde karşılanmaması sonucunda ortaya çıkar.
Farklı kişiler tarafından şiddet mağduru olan çocuklara şiddet en çok ebeveynleri tarafından uygulanmaktadır. Şiddet uygulayan insanların anormal olduğu ve herkesten farklı olduğu düşüncesi yanlıştır. Çok nazik ve mülayim yapıya sahip insanların aile fertlerine karşı uyguladıkları şiddet olaylarının sayısı azımsanmayacak kadar çoktur. Bu gerçekten de böyledir.
Çocuklarına şiddet uygulayan bazı aile tipleri etrafındaki insanlara karşı oldukça nazik ve kibardırlar. Bu tür insanların en ciddi sorun kızdıkları zaman kendilerini kontrol edememeleridir (Baran, 2014).
Şiddete herhangi bir çocuk kurban olabilir ama bununla beraber aşırı risk taşıyan çocuk kategorisi bulunmaktadır. Uzun yıllar boyunca yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkan sonuçlara göre bu bağlamda en çok risk altında olan çocuklar arasında şiddet mağduru annelerin çocukları, evlat edinilen çocuklar, yetimhanede büyüyen çocuklar yer alır. Ayrıca eğitimleri oldukça zor olan hiperaktif ve özürlü çocuklar da bu kategoride ele alınır. Karşılaşılan zorluk sonucunda ortaya çıkan stresin acısı bu çocuklardan çıkarılmaya çalışılır. Çocuklar yaşadıkları şiddet hadiselerini çoğu zaman anlatmak istemezler. Onlar büyüklerin onlara karşı böyle davranmamaları gerektiğinin farkında bile değildirler. Kendilerini suçlu hisseden bu çocuklar, korkularından, utanmalarından ve onlara kimsenin inanmayacağı gibi sebeplerden dolayı yaşadıklarını kimseye anlatamazlar.
devam edecek
Halil Kansu
