Eğitim mi Öğretim mi..!

Evet ,herne kadar her iki kelime birlikte kullanılmakta isede ayrı ayrı ve derin ayrık anlam ve kastları oluşturduğu da unutulmamalıdır.

Eğitimli olmak ile Öğretimli olmak arasında.; Donanımlı bilgili Aydın soran sorgulayan yada sadece öğretilen, aklı Zihni doldurulan ve ezber dışında sorgulamaktan bilimden nasibini alamamış bilgi ( mit-Havadis vb ) denilen kuru kalabalık düşünme yoksunu sorgulama yoksunu olmak farkını görmek olmalı.

” Düşünüyorum öyleyse varım,” bakış açısı ile Kadercilik anlayışı ve her oluşa kabul gözü ile bakarak ” Kuru Şükür ” zihniyetli abaküs bir kuruntu sergilemeyi nasıl bir kefeye koyabiliriz,
İnsan yani düşünen sorgulayan araştıran merak eden idrak eden ve dolayısı ile kendini ve gelecegini bilmek isteyip ona göre çizgi oluşturan ile Kuru Şükür üzre kaderimizde var-ki. Görelim, okuyup öğrenip de ne yapacağız veya sorup sorgulayıp münafık-kafir mi olalım anlayışı arasındaki farkı fark etmek işte Egitim ile Öğretim arasındaki ilişki ve fark gibidir.

Ülkemizin 60-70-80 li yıllarındaki eğitim sistemi, öğretim işinde görevli eğityimcilerin donanım ve sorgulama kompozisyon yetileri ve bu minval üzere öğrencilerine yani o günün genci bugünün ergeni-olgununu yetiştirme süreci ile günümüzdeki yani 2000’li ve özellşkle 2015 sonrası Egitim-öğretim ilişkilerine ,ders dağılımları,okul devamlılığı, yeterlilik ve Devlet okullarının içinin boşaltılarak zorunlu ama bir o kadarda devlet okulları kadar olmasada eğitimden yoksun özel okul ve milyar TL lerin döndürüldüğü paralı ticarethaneleri düşündüğümüzde ve yine 60-70 li yıllar ile kıyas yapmak bile abesle iştigal demekten kendimi alamıyorum.

Ders müfredatları,ders sayıları,verilen egitim düzeysizliği vb sorunları görmezden gelip gelecegimizi gençliğimizi ülkemizi öğretilmiş biat ve Kuru Şükür anlayışına yada sahte diplomalı Prof.Doç.Öğretmen,Mühendis,
Avukat,Hakim-Savcı,Mühendis say sayabildiğin makamlardan medet beklemek,çözüm önerileri beklemek, Adalet beklemek,projeler beklemek ne derece ahlaki ve etik olur…!

Bundan şunu anlamalıyız ki bir ülkede eğitim müfredatının sadece eğitimekle değil, ya da boş Kuru Şükürlü öğretim ile de olmayacağını da bilmemiz gerekiyor. Bu vesileyede gelecek nesillerin eğitimli donanımlı ve öğretimli olarak yetiştiirilip ve yetişmesini sağlayarak ülkeye halka ve sonraki nesillere faydalı sorgulayan irdeleyen ve çağın gerisinden kalmayan bir nesil oluşturabilmek için eğitim ve öğretimi birlikte yapmak ama ticaret kaygısıyla değil gelecek kaygıysıyla..!

İşte bizlere gelecek nesil diye umut bağladığımız çocuklarımız torunlarımız yani yarınlarımız dan beklenti içerisinde olma hakkımız olmadığı gibi ,buna mukabil yöneten erklerin çocuklarını Avrupalarda sayılı ve özgün okullara gönderip,bizlere (maraba,köle,
hizmetçi,vasat ) gözü ile bakanları sorgulamadan ve onların emirlerini kendimize kabul görmek yarınımıza gelecegimize ülkemize ket vurmak değilde Nedir..?

Okullar, eğitim yuvası değil maalesef sadece ezber dayatmacı öğretim ve Kuru Şükür yuvası haline dönüştürülmüş ve bitirilmeye çalışılmakta, hemde Taaa ilk mektepden itibaren, orta-lise zaten Ringo tarzı, git gitme geçersin ve yıl sonunda boş Man kafalı olarak işe yaramaz sahtesi gerçeginden avantajlı diploma yani kağıt parçası ile sözde başarılı mezuniyet belgesi veriyorlar.
Gerisi mi, boş veeeer altta kalanın canı çıksın’dır.

Kemal Atalar Urfa/ Kısas

Benzer Haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün