MARKSİZMİ ANLAMAK VE SAVUNMAK

Marksizm’i anlama noktasında Marksistlerde sorun var. Bu sorun hem geçmişin, hem de bugünün sorunu olarak yaşanıyor. Uzun bir zaman dilimine uzanan değişmenin ne olduğu, kapitalist sistem içinde değişimin nelere yol açtığı ve insan dünyasında nasıl etkili olduğu, neyin değiştiği sorusu anlam kazanıyor. Değişim ve dönüşüm olayını niyetten bağımsız olarak düşünmek daha rasyonel ve mantıklı bir yaklaşım olur. Teknolojideki devasa gelişimin ve değişimin insan dünyasında, özellikle toplumun çalışan kesiminde ne gibi değişimlere yol açtığını anlamak, bu espri içinde yeniyi üretmenin önemi inkâr edilemez.

Genelleşmiş klasik Marksist „yandaşlığı‟ aşılamadan, bir anlamda var olanla hesaplaşmadan Marksizm adına yeniyi aramak, toplumsal olaylarda söz sahibi olmak, sadece beyhude bir çaba olacak gibi görünüyor. Resmi burjuva ideoloji karşısında başarısız olan Marksizm, etkisiz bir güç haline geldi. Uzun bir tarihsel sürece eşlik eden, her geçen zaman diliminde kendisine ait problemleri aşamadan yürüyen Marksist solun çıkmazı, özgün terimlerle buluşarak derinleşti. Bugün Marksizm’in krizi temelsiz değildir. Marksizm’in krizini, kapitalizmin gelişiminden ve değişmesinde bağımsız olarak düşünmek mümkün görünmüyor. Klasik “Marksizm’in yandaşları” üzerinde fazla çalışmadıkları ve yeninin üretiminde yetersiz kaldıkları tam da bu alandır. Günümüz koşullarına uzanan Marksizm’in bunalımı, daha önce yaşanmışı Marksizm’in bir iç problemine benzetmek sorunlu bir espri olur.
Zaman ve mekan olgusunda yaşanan değişimleri çok dar sınırlar içinde düşünmek, evrensel eşitlikçi bir dünyanın ideolojik vizyonuna uygun değildir. Kapitalist sisteme karşı muhalif bir eylem olma noktasında büyük bir toplumsal düşüş yaşayan “Marksist muhalefet”, ideolojik olarak da bir yenilgi almış durumda. “Komünist rejim” üzerinde yürüyen gerçeğe yakın manipülasyonlara, Komünistler yeni ideolojik argümanlarla yanıt veremedi. Kapitalist sistemin ideolojik aygıtlarını ustaca kullandı, yorumladı ve etkili sonuçlar aldı. Gündelik yaşamın ekonomik ve sosyal problemleri üzerinde komünistlerin açıklamaları popülist ve pragmatik bir yetersizlik üzerinde yapılınca, ezilenlerin dünyasında taraftar bulamadı. “Pragmatik ve dar bir Marksizm” solun dünyasında farklı dejenerasyonlara yol açtı. Marksizm deki sorun devrim yapmış ülkelerin kapitalist sisteme entegre olmasını aşmış durumda. Uygulama alanındaki sosyalizm, kapitalist sisteme yenilmiş olması acı bir realitedir. Fakat Marksist hareketin problemleri, uygulama alanındaki sosyalist uygulamaları aşmış görünüyor. Kapitalist sistemin gelişmesinde ve ilerlemesinde ortaya çıkan problemler, burjuva sınıfın toplumda yarattığı ideolojik ve politik ağırlık yeniden sorgulanmalıdır. Marksist muhalefetin sistem içinde toplumsal bir ağırlığının kalmadığı bir süreç yaşanıyor. Bu realiteye neden olan olguları incelemek, yeni teorik analizler yapmak Marksist aydınların görevidir.

Somut koşulların yeniden sorgulanmasını hedef alan bir çalışma mutlaka devreye alınmalıdır. Sosyalizmi ütopik bir değer olmaktan çıkarmak için, yapılması gereken toplumsal değişimleri Marksist bir perspektif içinde yeniden yorumlamak olmalıdır. İdeolojik olarak insan geleceğine yeni bir açılım verilmelidir. Bugün eski klasik argümanlarla Marksizm’i savunmak mümkün görünmüyor. Tüm sistemi inceleyen ve değerlendiren bir yöntem üzerinde hemfikir olmak, ileriye gitmenin ilk koşuludur. Bu noktada inançla gerçek arasındaki ilişkiyi doğru tespit etmek önemlidir. Marks’ın kapitalist sistemle ilgili ekonomik ve politik olarak yazdıklarında bir sorun görünmüyor. Tersine Kapitalist sistemde artı değer sömürüsünün ve özel mülkiyetin yarattığı ayrıcalıklar teorik ve politik söylemler yeni bir düşünme ve mücadele cephesi yarattı. Kapitalizme karşı mücadelede ilkeli ve uzlaşmaz bir politika izleyen Marks, Kapitalizmin her aşamasında ideolojik çizgisini yeni argümanlarla besledi.

Kapitalist sistemin, işçi sınıfını ve toplumun yoksul kesimlerini manipüle eden değerler üretti. Yeni ‘argümanlarla’ demagojiyi bolca kullandı. Kapitalist sistemin aç gözlülüğü her geçen gün katlanarak arttı. Yaklaşık iki asır önce Kapitalist gelişmenin hızla insan dünyasına yayılmaya başladığında, insan dünyasında görülen değişiklikleri ve emek sömürüsünü anlatan, kapitalist sömürünün vahşi gerçeğini analiz eden Marks, ayrıca dinin insan dünyasında, özellikler yoksulların yaşam tarzında etkili olduğunu gördü. Marks’ın kapitalizme karşı mücadelesinde, ekonomiyi ve dini bir diyalektik bütünlük içinde yorumladı, sonuçlar çıkardı. Güne ve geleceğe ilişkin politik iddialarını, o günün toplumsal gerçeği üzerinde üretti. Kapitalist sisteme karşı, kendi toplumsal dünya anlayışını geliştirdi. Marks güne ve geleceğe ilişkin yeni bir vizyon ürettikçe, Avrupa’da istenmeyen biri oluverdi.

Marks kapitalizmin ekonomik ve politik değerlerini zaman zaman anlatırken onu acımasız ve zalim bir sistem olduğunu büyük bir deha örneği göstererek izah etti. “Kapitalizm gölgesini satmadığı ağacı keser” aforizmasında devasa bir anlatım gücü ve felsefi derinlik vardır. Bu ideolojik tespite daha fazla ne eklene bilinir ki. Marks kapitalist sistemi sorgularken, “dünyayı anlamak yetmez, onu değiştirmek gerekir” tespitiyle önemli başka bir şeye ışık olmaya çalışıyor. “Filozoflar dünyayı yalnızca çeşitli biçimlerde yorumlamışlardır’’, oysa sorun onu değiştirmektir, diyor. Kendi sosyal pratiğinde tamda bu gerçeğe uyum bir hayat tarzı yaşayan Marks, kendisiyle, rakipleri arasına bu felsefenin değerleri üzerinde ciddi tartışma pratiği yaşadı.

Marks’ın teorik çizgisiyle-pratiği arasında tam bir uyum yaşandı. Kapitalizmi Marks’tan daha iyi anlatan bir başka bilim adamı bulunmadı hala. Marks kapitalist sistemle ilgili söylediği her cümlede derin ideolojik bir felsefe bulunuyor. İşte çarpıcı bir örnek daha Komünistlerin teorisi tek bir cümlede toplanabilir: Özel mülkiyetin lağvedilmesi”. Marks’ı anlamak için büyük bir entelektüel olmak gerekmiyor. Özel mülkiyetin varlığı, sahip olmanın ve kötülüklerin egosu içinde düşünüldüğünde, insanın ilk elde “Özel mülkiyetin lağvedilmesi” fikrini geliştiren Marks, kapitalist üretimde de insanoğlu, kendi elinden çıkma ürünler tarafından yönetilir” argümanı ile, kapitalizmin insan dünyasında nasıl etkili olduğunu bu çarpıcı anlatımıyla kapitalizmi savunanlarla arasındaki uzlaşmaz çizgiyi derinleştirdi. Zaman içinde para, metalar gibi insanların da değerlerini belirleyen, herkesin üzerinde bir güç gibi görünmeye başlar. Artık para bir tanrı gibidir. Karl Marks, bilimsel düşünmenin ve öngörünün zirvesi diyebileceğimiz bu tespitine eklenecek ne olabilir ki.

Gelinen süreçte paranın insan dünyasında devasa yarattığı dejenerasyonu daha geniş verilerle anlatmak bugünün Marksistlerinin işi olmalı. Marks’ın ürettikleri, yalnızca kendi çağın dehası ile sınırlı değildir. Bugünde Marksizm insana yol gösteriyor. Marks’tan sonra dünya kendi diyalektiği içinde devasa değişimler yaşayarak ilerledi. Şimdi Marksistlerin dünyasındaki temel problem ve yetmezlik tamda buradan ortaya çıkıyor. Marks’ı anlamak, bugün yaşananları anlamak ile eş anlamlıdır. Günümüz dünyasında ki değişmeleri ve gelişmeleri anlamayanlar, Marksizm’i eksik anladıkları sonucu çıkar. “İnsanoğlu önüne çıkan sorunlara çözüm arar” diyen Marks, kendi tarihinin zaman diliminde ve hayatının sonuna kadar insanın yaşadığı sorunlara çözümler üretti, üretmeye çalıştı, yol gösterici oldu. Kapitalist Emperyalist sisteme karşı mücadelede, Marks’ta çok şey aramak doğru bir yöntem değildir. Marks’ın temel prensibi, kapitalist sistemle ideolojik ve politik olarak uzlaşmamak oldu. Kapitalizme karşı mücadelede bu ilke asla terk edilmemeli. Kapitalizme karşı mücadele konusunda, Marksistler yaşadıkları öznel koşulları değerlendirerek (somut koşulların-somut tahlili) politika ve mücadele biçimleri üretmediler. İhtiyaçları karşılayacak bir örgütlenme yaratamadılar. İlkel alışkanlıklar üzerinde bir örgütlenme oluşturdular.

Robert PEKÖZ

Benzer Haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Yazıda Dikkatinizi Çekebilir!
Kapalı
Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün