İNTERNET BAĞIMLILIĞI

İnternet bağımlılığı denildiğinde bireyin bilgisayar, tablet Ya da yeni model telefonlar başında geçirdiği zaman akla gelmektedir. Halk arasında internet bağımlılığı sadece bir sağlık sorunu olarak algılanmaktadır. Oysa ki bireyler üzerine yapılan “ bağımlılık” teşhisi nedeni ile kavramın psikolojik bir olgu ve bireyin toplumun bir parçası olmasından kaynaklı bağımlılığın aynı zamanda sosyolojik önemde olduğunu ortaya çıkmaktadır. İnternet bağımlılığının toplumsal temsiline baktığımızda kollektiften- bireyselliğe, bireysellikten zihinsel hapse doğru gelişim gösterdiği anlaşılmaktadır.
Peki internet başında ne kadar zaman geçirilirse “ internet bağımlılığı” denilen kavram ortaya çıkmış olur. Hemen hemen her gün bir çoğumuzun internet üzerinden sağladığı ihtiyaçların temini, sosyal çevre ile olan diyaloglarımızı, aile ve sevdiklerimizle uzun uzadıya yaptığımız sohpetleri internet bağımlılığı olarak adlandırabilirmiyiz? Yine günlük olarak sosyal medyada aktarılan ; dinsel söylemler, inanç ritüelleri, siyasi görüşler, toplumsal hareketlilikler ve romantik ilişki gibi kavram temsillerinin sıkça dile getirilmeleri İnternet bağımlılığı olarak ele alınır mı?


Uzmanlara göre, haftalık 27 ile 30 saat arasında internette geçirilen sürenin düşük internet bağımlılığı, 40 saat üzerinde yoğun bağımlılık ve daha fazla harcanan sürenin ise bağımlılığın patalojik bir sürece dönüştüğünü belirtmektedirler.
Bir çok insanın öze- çekim olarak yaptığı sosyal medya paylaşımlarına baktığımızda; bireylerin sabah saatlerinde yaptığı paylaşımların, öğle ve akşam saatleri ile farklılık gösterdiği ortaya çıkmaktadır. Her duyduğunu- gördüğünü paylaşma, asılsız bilgi aktarımları yapma vb gibi bir çok farklı konuda internet alanlarına yanlış bilgi ve görsel kirlilik taşımasına neden olmaktadır. Tamamen bireyin farkında olmadan anlık duygu durumunu yansıttığı, tüm bu süreçlerin sonucunda yapay beğeni ve yorumlar aldığı görülmektedir. Binlerce takipçi, yüzlerce yorum ve beğeni ile birey artık yalnız başına bir kişi değil bir kahramandır. Sanal kayıp olarak adlandırılan bu dönemi deneyimleyen kişilerin hayata bakış açılarındaki ‘gerçeklik algısı’ düşüktür. Dünyanın bir çok bölgesinde bireylerin aşırı internet bağımlılığı nedeniyle, kliniklere başvurdukları, yapılan vaka çalışmalarında; internet bağımlılığın tıpkı uyuşturucu ve diğer keyf veren bağımlılıklar kadar bireyi günlük aktivitelerden alı koyduğu ortaya çıkmaktadır.

Aşırı internet kullanan bireylerde; Sırt ağrısı, aşırı kilo alımı- aşırı kilo kayıbı, gece gündüz ritminin bozulması, el bileklerinde ağrılar, baş ağrısı, görme zayıflığı, konsantrasyon sorunları, yanlış beslenme, el başparmaklarda artroz ve tendon iltihaplanması gibi çeşittil bedensel şikayetlerin oluşmasına neden olmaktadır.
Ayrıca bireysel yaşamı özendiren ve yapay cemaatler oluşturan, “ internet bağımlıları”nın oluşturdukları bu ağlarda uzun zaman geçirerek tatmin olmadıkları görülmektedir. Sürekli farklı yapay cemaat arayışları içinde olan kişilerin; Sosyal yaşamdan çekimle, Yalnızlaşmaya, hobilerini ihmal etme, Aile içi şiddet, partner kaybı, ekonomik sorunlar kişiler arası ilişkilerde sorunlar, günlük işlerden kopma, eğitimlerini sonlandırma, erteleme ve izolasyon gibi bir çok sosyal sorun yaşadıkları ortaya çıkmaktadır.
Yine aşırı internet bağımlılığı olan kişilerin
Sosyal güvensizlik, korku hastalıkları,
depresyon, olgunlaşmama, değersizlik ve çaresizlik duygusu gibi psikotik ve nevrotik örüntüler sergilediği görülmektedir.

Abd ve İngilterede yaşayan bireylerle “İnternet bağımlılığı” üzerine yapılan çalışmalarda; bireylerin internet bağımlısı olduklarını kabul ettikleri verdikleri ‘dönüt’ lerde internet arkadaşlığının gerçek arkadaş olmadıkları cevabı birinci sırayı aldığı ortaya çıkmaktadır. Batı Avrupa’da internet bağımlısı 160 evli çift üzerinde yapılan araştırmada partnerlerin tek öğün beslendikleri ve buna rağmen aşırı kilo aldıkları tespit edilmiştir. Yine Çin’de 3 bin internet bağımlılığı olan kişiler üzerine yapılan çalışmalarda;danışanların verdikleri dönütlerde‘ internette elde edilen şeylerin gerçek dünyada karşılığı olmadığı cevabı birinci sırada yerini almıştır.
Türkiye’de Samsun, Denizli ve Adana’da yaşayan internet bağımlılığı olan Lise öğrencilerine yönelik yapılan çalışmada; öğrencilerin eğitimlerini aksattıkları, ebeveynleri ile tartıştıkları, en az bir kez suç işledikleri ortaya çıkmaktadır.

Dünya genelinde ölümlü trafik kazalarının nedenlerine bakıldığında, istatistiklere göre “ internet bağımlılığı” birinci sırayı almaktadır. Yine İnternet bağımlılığı nedeniyle iş kaybı ikinci sırayı alırken, internet bağımlılığı yüzünden ebeveyn tutumlarından kaynaklı boşanmaların üçüncü sırayı aldığı oraya çıkmaktadır.

Sonuç olarak;internetin günlük hayatımızda önemli bir yeri olduğu kesinlik kazanmaktadır. Bundan dolayı internetsiz bir yaşamın gelinen aşamada toplumsal olarak düşünüldüğünde mümkün olmadığı ortaya çıkmaktadır. Ancak İnterneti bir iletişim aracı ve kaynaklara kolay ulaşma olarak algıladığımızda,internetin faydalı bir teknolojik kazanım olacağı düşünülebilinir. Bunun tersine günlük yaşamın büyük bölümü internette geçirildiğinde bizleri hem fiziksel, hem psiko- sosyal olarak yıpratacağıdır.

Halil Kansu

Benzer Haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün