İsimler Ve kırık suretleri

Annemin sözleri ile, ayna ile aramıza mesafe koymamda çok önemli yeri vardı. Hala bu günde, aynaya bakmaktan fazla hoşlanmam.Tam olarak nasıl anlattı bilmiyorum ama ayna ve ardındaki sırrın büyük bir ağırlığı hep sırtımda bir yük olmuştur.Anlatığı kimi hikaye ve meteforlar var ama çok belli belirsiz şeyler hatırlıyorum.

Ancak sırrın arkasındaki reş tarafın bir varlık olarak görüldüğünü iyi hatırlıyorum.

Bu nedenle mi… bilmem fotoğraf karesine girmeyi pek sevmem. Oldum olası,suretimin donuk bir karede olması beni rahatsız eder.

Yansımaların Zamanla ve Ruhla Bağlantısı:

Aynada görünen şeyin zamansal ve ruhsal bir boyutu vardır. Aynaya bakarken sadece fiziksel bir yansıma değil, zamanın ötesine geçme, geçmişi, şimdi ve geleceği birleştirme imkanı vardır. Kızılbaşlıkta zaman, tekdüzelik yerine bir süreç olarak görülür ve aynadaki yansıma, bu süreçteki değişimlere, dönüşümlere dair bir yolculuğu simgeler.

İsimler ve suretler, eski düşüncede büyük bir anlam taşıyan, insanın varoluşuna dair derin bir anlayışı yansıtan kavramlardır. Eskiler, bir ismin ya da suretin sırlarını ve etkilerini ciddiye alırlardı; her ismin mana aleminde bir varlıkla bağlantılı olduğuna inanırlardı. Bu nedenle, insanlara hitap ederken, sadece isimleri kullanmakla yetinmez, daha çok benzetmeler ve hitap şekilleriyle onlara yaklaşır, bu sayede o varlıkların rahatsız edilmesini engellemeye çalışırlardı. Bu, sadece ismin değil, her bir varlığın derin anlamlarını ve etkilerini koruma içgüdüsü içinde  irkilirlerdi..

Eski düşüncede aynaların çok özel bir yeri vardır. İnsanlar, aynada görünen suretin, bir başka boyutun kapılarını araladığını kabul ederlerdi. Aynada gördüğümüz şey, sadece fiziksel bir yansıma değil, aynı zamanda ruhsal bir semboldür. “Görünüş” ne kadar gerçekse, “gerçek” de o kadar derindir.

Çünkü gözlerimizle gördüğümüz şey yüzeydeki surettir, ancak gönül gözümüz açık olduğunda, iç dünyamızdaki hakikati görürüz. İşte hakikat, aynadaki yansımanın ardında gizlidir. Bu yansıma, kişinin aklı, bilinçli seçimi ve aşk ile çıktığı yolculukta ortaya çıkar. Kendini keşfetmek, gerçek benliğiyle yüzleşmek, işte bu hakikatin derinliklerine inmektir.

Sırrı hakikat, aynadaki görünen  suretinizde, sırrın ardına doğru, akıl ve bilinçli seçiminizde, aşk ile çıkdığınız yolculukta kendi olabilmek için verdiğiniz mücadeledir.

Ayna ve Simetri: Aynada görünen şeyin simetrisi, Kızılbaşlıkta evrenin temel simetri anlayışına benzetilir. Her varlık, bir dengeyi ve karşılıklı ilişkileri simgeler. Aynadaki simetri, her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğu ve bu bağlantının bir düzen içinde var olduğu düşüncesini yansıtır. Kızılbaşlar, bu simetrinin ve düzenin farkına vararak evrenin doğru bir şekilde anlaşılacağına inanırlar.

İnsanın aynaya bakarken gördüğü sadece fiziksel sureti değil, aynı zamanda içsel dünyasını da keşfettiği bir yolculuğa çıkar. Aynalar, eskilerin inancına göre, sadece fiziksel yansımayı değil, aynı zamanda bilinçli bir varoluşun, bir arayışın yansımasını da sunar.

Alevi Öğretilerinde “Ayna” ve “Varlık”: Kızılbaşlıkta, ayna bazen varlık”la da ilişkilendirilir. Her şeyin bir yansıma olduğunu ve varlıkların birbirine bağlı olduğunu anlatan öğretiler bulunur. Aynada gördüğünüz sadece bir görüntü değil, aynı zamanda evrenin yansımasıdır. Bu bakış açısına göre, kişi aynaya bakarak sadece kendini değil, evreni de tanıyabilir.

Bu anlayış, zamanla evrenin yapısına dair derin teorilerle harmanlanmıştır. Bugün, bilimsel bir bakış açısıyla, Neil Turok’un“ayna evren” teorisi, eski düşüncelerin bir tür bilimsel yansıması gibi görünüyor.

Benim geçmişimde gelen arkaik bilgi bu gün için evren algımızı ters yüz eden yepyeni bir teoremle nerdeyse birebir örtüşüyor.

Sırrı arayan hakikat yolcularının kozmolojisi bu gün bir başka düzlemde karşımıza çikması çok ilginç bir heyacan doğuruyor.

Bunu ögrenince ben; Evet ben zaten evreni böyle kavrıyormuşum hissine kapılıyorsunuz.

Turok’un “ayna evren” fikri, zamanın ve evrenin simetrisi üzerine kurulur. Eski inançlarda olduğu gibi, her şeyin bir karşılığı olduğu, her parçacığın bir zıtla tamamlandığı düşüncesi burada da karşımıza çıkar. Eğer evren bir ayna gibi kabul edilirse, bu, varlığın sadece yüzeyine bakmakla yetinmemek gerektiğini, derinlemesine bir keşif yapmamız gerektiğini gösterir. “Ayna evren teorisi”, evrende gözlemlenen birçok karmaşık fenomeni, mesela karanlık maddeyi ve zamanın simetrik akışını açıklamak için kullanılan bir metafordur.

Eski düşünceyle bugünün teorik fizik anlayışı arasında bir köprü kurulursa, bu iki bakış açısının ortak noktası, evrenin anlamını ve yapısını keşfetme yolculuğunun sonsuzluğuna işaret etmesidir.

Geçmişte de, bugün de insan, evrenin sırlarını anlamak için aynı yolda yürür. Ayna, eski düşüncenin ruhunda olduğu gibi, sadece bir yansıma değil, bir keşif alanıdır. İçindeki hakikati bulmak için bu aynada derinleşmek, insanın varoluşsal mücadelesinin ta kendisidir.

Ayna, bize her zaman bir şeyler gösterir; ancak önemli olan, sadece görüneni değil, görünmeyeni, yani gerçekliği keşfetmek ve bu yolculukta kendimizi bulmaktır. Kendi olana, kendisi gibi kalana, her zaman aşk olsun. Sırrı arayanların çocuklarına selam olsun. KôZüzerinde yürüyenlere, çatsın yolunuz.

Sırrı hâkikat çocuklarına armağan olsun bu yazı. Ruhları şad olsun.

Bu yazıya esin olan annem Şemsi Çaylak ve prehistorya insanın ruhunu, çağındaki zenginliği ile hissetmemi sağlayan Adam Şenel teşekkürler (Alaeddin Şenel), buraya kadar benim yazım mevcut devamında size bir bilgi notu sunmadan yazımın gerçek anlamı yerine oturmayacak gibi görünüyor.

Neden Ayna teorisinde eski anlatıların izini buldum.

Yazının ilk hali benim çocukluğumdan izler ve ayna metaforu üzerine bir hatıratı belgelemek için karaladığım bir sosyal medya paylaşım mıydı.Dün ‘’ayana Teorisini’’ öğrenince sarsıldım.

Hemen ikisini birleştiren bir yazı yazdım.

Aşağıda size muhtemel felsefe dünyasında yaşanacak tartışmaları özetleyip koyuyorum,

Bu durumda yukarıda yazdığım yazının  anlamı daha net anlaşılacaktır.

Önümüzdeki günlerde bu konu felsefe dünyasında çok önemli bir yaralanmaya sebep olacak.

Ayna evren teorisinin felsefi tartışmalarında evreni kavramsal ve kozmik dünyaya etkisi ne olacaktır sorusu uzun süre filozofları meşgul edecek bir konudur. Muhtemelen İbnül Arabi ve Sühreverdigibi alimlerin tekrar tekrar okunacağı bir zaman gidiliyor

Ayna evren teorisi, evrenin daha derin bir simetriye sahip olduğu ve geçmişte doğru aktığı paralel bir “ayna evrenin” var olabileceği ortaya çıkıyor. Bu teori, genel olarak evreni ve gerçeklik biçimimiz üzerinde birkaç önemli etki yaratacaktır.

1. Evrenin Dualit ve Simetri Üzerinden Anlaşılması

Ayna evren teorisi, evrenin yalnızca belirli fiziksel değişimlerle değil, aynı zamanda simetrik yapılarla da devam ediyor. Felsefi olarak bu, evrendeki her şeyin bir özeti olduğu, onun olayının bir “ters” versiyonunun içerdiği kısımlar detaylandırılmıştır. Böylece gerçeklik, yalnızca doğrusal bir süreç değil, simetrik bir bütün olarak algılanabilir. Bu, evrene süt dualist bir bakış açısına kapı açar, maddi ve manevi dünyalar arasındaki dengeyi, kozmik düzenin çevresini ama uyumlu parçaları olarak görme

2. Zaman Kavramına Yönelik Yeni Bir Perspektif

Ayna evren

3. Kozmik Anlam ve İnsanın Yerine Dair Yeni Sorular

Ayna evren teorisi, “bir diğer evrenin devam etmesi” olarak var olma ihtimalimizi düşündürür. Bu, insanın kozmik anlamdaki yerini, kendini tanımasını ve varoluşunu sorgulamasına yol açar. Eğer biz bir yansımanın parçalarıysa, orijinal olan nedir? Evrendeki rolümüz ve kendi özümüz bu yansımada nasıl yer alır? Bu tür sorular, insanın evrendeki yerine ve kozmik bir varlık olarak anlamına gelen daha derin bir şekilde yönlendirilir.

4. Ayna Teorisi ile Kadim İnanç ve Semboller Arasındaki Bağlantılar

Ayna evren teorisi, evrenin bir yansıması içindeki yerin dağılımı ve bu kavram eski inançlarda ve felsefelerde yaygın olan “ayna” metaforlarıyla örtüşür. Eski felsefelerde ayna, gerçeklik, ruh ve hakikatin bir olarak düşünülürdü. Bu da, evrenin kendini sürekli olarak yansıtan bir yapıda olduğunu düşündürerek, kadim parçaların ve dini metinlerin modern bilimle yeniden değerlendirilmesine yol açabilir. Bu bakış açısı, eski ve yeni takibin bir araya gelme

5. Karanlık Madde ve Enerjiyi Anlama Konusunda İlerlemeler

Ayna evren teorisi, kozmolojideki karanlık madde ve karanlık enerji gibi açıklanamayan fenomenleri anlamada yeni bir çerçeve sunabilir. Eğer karanlık madde, ayna evrende karşılık bulduğumuz unsurlardan devam ederse, evrenin temel yapılarına ve varlığın gizemli açıklıklarına daha fazla bilgi edinmemiz mümkün olabilir. Felsefi açıdan, içeriği ve bilinmeyenliğin parçaları birbiriyle bağlantılıdır, görünenin ötesinde saklı olanın da evrenin doğal bir pa

6. Simetri Aracılığıyla Kozmik Bir Anlam Arayışı

Evrenin bir bütün olarak simetrik bir yapıda var olmasını, kesintisiz olarak “kozmos” (düzen) ve “kaos” (düzensizlik) kavramlarını yeniden yorumlamamıza yol açar. Evrenin tamamında bir simetri ve uyum varsa, bu uyumun parçası olan insanın da kendi iç dünyasında bu dengeyi ve simetriyi araması özelliklerini güçlendirebilir. Bu, insanların evrendeki “düzen” rolündeki rolü

7. Özgür İrade ve Determinizm Sorunu

Zamanın geriye doğru da akabileceği fikri, özgür irade ile deterministik evren anlayışı arasındaki kadim tartışmaya yeni bir boyut kazandırır. Eğer bir ayna evren varsa ve bu evrende bizim geçmişte yaşadığımız seçimlerin yansımaları, “önceden belirlenmiş” bir şekilde ters yönde akıyorsa, bu, özgür iradeye dair ciddi sorular doğurur. Belki de bu evrendeki seçimlerimiz, ayna evrendeki geniş kitleler de belirliyor ya da küresel olarak etkileniyor. Bu, özgür iradenin kozmik siyasi rolü ve uluslararası düzeyde yeniden

Evrenin Anlamı ve İnsan İlişkisi Üzerine Yeni Bir Metafizik Perspektif

Ayna evren teorisi, fiziksel evrenin metafizik dağılımının yeniden değerlendirilmesini sağlar. Ayna evren, tüm varlığın yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda metafiziksel bir yapıya da sahip olduğunu, yani görünenin ötesinde bir anlam ve yapı olduğunu düşündürür. İnsanlar, bu teoriden yola çıkarak, evrenin görünmeyen görünümlerinden daha derin bir çözüm arayışına yönelebilirler. Bu, bir yansıma içinde sürekli bir iletim ve varoluşsal bir derinlikte süt metafizik bir çerç

Sonuç Olarak

Ayna evren teorisi, evrenin ve olayların oluşumuna dair yeni sorular doğururken, evreni kavrayışımızda devrimsel bir değişim yaratabilir. Bu teori, fiziksel ve metafiziksel trafiğin bir araya getirilmesi, evrenin yalnızca mekanik değil, aynı zamanda simetrik ve derin anlam içeren bir varlık olduğunu düşündürür. İnsanlık için bu, hem yapısal hem de manevi bir iyileşme süreci

12 Kasım 2024

Üsküdar

Ali Altun

Foto: Tarkovsky- Ayna Filminden bir kare

Benzer Haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu Yazıda Dikkatinizi Çekebilir!
Kapalı
Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün