Hakikat Yolu

Hep İki tür insana hayret ve merakla bakmışımdır; biri saf, berrak olanlar, bir de lay lomcu, dünya umurlarında olmayanlar.
Vurdumduymaz insanlar da yaşar veya yaşadığını sanırlar.
Ya benim gibi evlat, ata, aile ve toplum diyenler. Yaşama, hakkı eşitçe dağıtırken, bir bakıyorum ki pay etmekten payım kalmamış. Boynumu büksem ya ben desem de olmuyor. Alışmışım!
Paylaşımda payıma düşmeyenin payım olmadığını bilirim …
Adilce ve severek…
Toplum derken, bizim
toplumumuz geçmişine, değerlerine sahip çıksa, geleceğe Hakikat yolunda yürümüş olsa, örnek bir toplum olurdu.
Ne yazık ki çok kaybolduk, çok dağıldık… Her esen rüzgarla savrulduk. Hazan yaprağına döndük; öylesine kırılgan ve öylesine çürümeye terk edilmiş.
Dara düştüğümüzde, gerçeğimizin yolunda yürümek yerine, dünyanın dört bir tarafına savrulduk. Geldiğimiz yerlerde ne hakikatımızı kuruyabildik ne de geldiğimiz ülkede huzur bulduk. Orta yerde dımdızlak kala kaldık.
Değerlı dostlar, madem yerimizden olduk, buralara yerleşmek zorunda bırakıldık; şu hambalığını yaptığımız mal mülk derdini bırakalım. Çocuklarımıza torunlarımıza sağlam bir duruş bırakalım.
Hiç umudumu yitirmedim.
Birey olarak düşündüğümde, değer verdiğim dostlarımla aydınlık yarınlara yürümek istiyorum.
Kadının öncü olduğu, bilim ve sanatın rehberlik ettiği hakikat yolunda yürüyelim.
Çünkü hakikat sevmektir cümle mahlukatı. Ve insan aşkıyla yürümektir.
Bu arada derim ki umudum, güvenim, sevgim, saygım yerinde düzgün duruyor ve değerini koruyan, haddini bilenlere vermeyi unutmadım. Yeter ki akıllı kadın ve erkekler olsun…
Kadın dediğimizde gözlerim başka ışıldar. Çünkü asıl hakikatçiler onlardır. Öyle ki bir toplumun aydın kadınları varsa, o toplum hep aydın kalır. Ondandır ki Jın, Jiyan Azadi diyorum…
Gelin hakikat yolunda yani bilim ve sanatın ışığında yürüyelim.
Meryem Tıraş
